Limited Şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı

T.C.

MALİYE BAKANLIĞI

Gelirler Genel Müdürlüğü

 

SAYI    : B.07.0.GEL.0.42/ 4213-1718                                      04.07.2003 * 28622

Konu   :   Şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususu hakkında…

 

Dilekçenizin incelenmesinden, şirketin üç ortağı ve birisi merkez ikisi şube olmak üzere üç ayrı adreste üç akaryakıt istasyonunun bulunduğu, şirket ortaklarından her birinin ayrı adreslerde bulunan akaryakıt istasyonlarının sorumluluğunu üstlenerek bu istasyonlarda bilfiil çalıştığı, ortakların şirket bünyesindeki fiili çalışmalarına karşılık olmak üzere ortaklara ortaklar kurulunun aldığı karar doğrultusunda aylık ücret ödendiği belirtilerek, şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin şirketin kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınıp alınmayacağı hususunun sorulduğu anlaşılmıştır.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci maddesinde, “Ücret, işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez.”  hükmü yer almıştır.

Bu hükme göre, şirket ortaklarının her birinin müdür sıfatıyla şirkete bağlı akaryakıt istasyonlarının idaresini üstlenmiş olmaları ve şirket bünyesindeki bu fiili çalışmalarına karşılık aylık ücret ödenmesi halinde yapılan bu ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun ücret ile ilgili hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekir.

5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13’üncü maddesinde, kurumlar vergisinin mükellefin bir hesap dönemi içinde elde ettiği safi kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı, bu kazancın tespitinde de Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı  hükme bağlanmıştır.

Anılan Kanunun 15’inci maddesinin 3 numaralı bendi ise sermaye şirketlerince dağıtılan örtülü kazançların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilmesinin kabul edilmeyeceği belirtilmiştir.

Aynı Kanunun 17’nci maddesinin 1 numaralı bendinde de şirketlerin kendi ortakları ile olan münasebetlerinde emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek bedel ile hizmet ilişkisinde bulunmaları örtülü kazanç dağıtımı olarak kabul edilmiştir.

Anılan maddenin düzenlenmesindeki esas amaç  şirket ortaklarının vergilendirilmiş kurum kazancından alacakları payın, kurum kazancı vergilendirilmeden örtülü yollar ile ortaklara dağıtılması önlenerek kurumlar vergisi matrahının aşındırılmasına engel olmaktır.

6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 540’ıncı maddesinde, “Aksi kararlaştırılmış olmadıkça, ortaklar hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile mezun ve mecburdurlar,

Şirket mukavelesi veya umumi heyet kararı ile şirketin idare ve temsili ortaklardan bir veya birkaçına bırakılabilir,

Kuruluştan sonra şirkete giren ortaklar, bu hususta umumi heyetin ayrı bir kararı olmadıkça, idare ve temsile mezun ve mecbur değildirler,

Limited şirketin temsilcileri arasında bir hükmi şahıs bulunduğu takdirde, ancak o hükmi şahıs adına limited şirketin temsil ve idaresini üzerine almış bulunan hakiki şahıs limited şirketin temsilcisi olarak tescil ve ilan edilir.” hükmüne yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 541’inci maddesinde de şirketin mukavelesi veya umumi heyet kararıyla şirketin idare ve temsilinin, ortak olmayan kimselere de bırakılabileceği, bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında da ortak olan müdürlere ait hükümlerin tatbik olunacağı belirtilmiştir.

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, şirket ortaklarının hep birlikte müdür sıfatıyla şirket işlerini idareye ve şirketi temsile yetkili bulunmaları kaydıyla şirkete ait akaryakıt istasyonlarında bilfiil çalışmaları halinde hizmet ilişkisinin karşılığı olarak bunlara şirketçe yapılacak ve gelir vergisine tabi tutulacak olan ücret ödemeleri, Kurumlar Vergisi Kanununun 17’inci maddesinin 1 numaralı bendi hükmü gereğince emsaline göre göze çarpacak derecede yüksek bir bedel niteliği taşımadığı sürece, şirketin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır. Ancak, şirket ortaklarına yapılan ücret ödemelerinin emsaline göre göze çarpacak düzeyde şirketçe yüksek belirlenmesi halinde, bunlara ödenen ücretlerin kurumlar vergisi matrahının tespitinde kanunen kabul edilmeyen gider olarak dikkate alınması gerekir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.

 

2020-04-15T19:06:37+00:00