T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi Grup Müdürlüğü
Sayı : 39044742-KDV.11-13072 Tarih : 17/02/2016
Konu : Külçe altın ihracatında demirbaş, kira , vs giderlerinden doğan KDV’nin indirim yoluyla giderilemeyerek iadeye konu edilmesi.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda; İstanbul Altın Borsası (Borsa İstanbul) üyesi olarak kıymetli maden ticareti (ithalat ihracat) işi ile iştigal ettiğiniz, ticarete esas malınızın külçe şeklinde işlenmemiş altın olduğu ve bu nedenle KDV matrahınızın olmadığı belirtilerek, 2010-2012 döneminde Şirketinize alınan mal ve hizmetlerden (demirbaş, hizmet, kira vs.) doğan indirilecek KDV tutarının nakden ya da mahsuben iadesinin mümkün olup olmadığı konusunda Başkanlığımız görüşü sorulmaktadır.
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
-11 inci maddesinde; ihracat teslimleri ve bu teslimlere ilişkin hizmetler, yurt dışındaki müşteriler için yapılan hizmetlerin KDV’den istisna tutulduğu,
-17/4-g maddesinde; külçe altın, külçe gümüş teslimlerinin KDV den istisna olduğu,
-20 nci maddesinde; teslim ve hizmet işlemlerinde matrahın bu işlemlerin karşılığını teşkil eden bedel olduğu, bedel deyiminin malı teslim alan veya kendisine hizmet yapılan veyahut bunlar adına hareket edenlerden bu işlemler karşılığında her ne suretle olursa olsun alınan veya bunlarca borçlanılan para, mal ve diğer suretlerde sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaat, hizmet ve değerler toplamını ifade ettiği,
-23/e maddesinde; altından mamul veya altın ihtiva eden ziynet eşyaları ile sikke altınların teslim ve ithalinde matrahın, külçe altın bedeli düşüldükten sonra kalan miktar olduğu,
-32 nci maddesinde ise; Bu kanunun 11, 13, 14, 15 inci maddeleri ile 17 nci maddesinin (4) numaralı fıkrasının (s) bendi uyarınca vergiden istisna edilmiş bulunan işlemlerle ilgili fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin, mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanacak katma değer vergisinden indirileceği, vergiye tabi işlemlerin mevcut olmaması veya hesaplanan verginin indirilecek vergiden az olması hallerinde indirilemeyen katma değer vergisinin, Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilecek esaslara göre bu işlemleri yapanlara iade olunacağı
hükme bağlanmıştır.
Diğer taraftan, 26/04/2014 tarihli ve 28983 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak 01/05/2014 tarihinden itibaren yürürlüğe giren KDV Genel Uygulama Tebliğinin;
-(III/C-4.2) bölümünde; “İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işlemleri birlikte yapan mükellefler, alışlarında yüklendikleri vergileri, herhangi bir ayırım yapmaksızın tamamen o dönemde indirilebilir KDV hesabına intikal ettirirler. Daha sonra aynı dönemde, toplam satışlar içinde indirim hakkı tanınmayan işlemlerin oranı bulunur, bu oran, o dönemdeki toplam satışlar nedeniyle yüklenilen vergilere uygulanarak, istisna kapsamına giren işlemler dolayısıyla yüklenilen vergi miktarı hesaplanır. Bu şekilde bulunan vergisiz satışlara (kısmi istisna kapsamına giren işlemlere) ait yüklenilen vergiler, KDV beyannamesinin “İlave Edilecek KDV” satırına yazılır.
İndirim hakkı tanınan ve tanınmayan işleri birlikte yapan mükellefler, müşterek genel giderler ile amortismana tabi iktisadi kıymetler nedeniyle yüklendikleri vergilerden, indirim konusu yapılacak olanlar ile indirim konusu yapılmayıp, gider hesaplarına aktarılacak olanları, bu bölümde belirtilen esaslara göre ayırıma tabi tutacaklardır.”
-(IV/A-1.2.) bölümünde; “Yüklenilen KDV, iade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen alış ve giderler, genel imal ve genel idare giderleri ile amortismana tabi iktisadi kıymetler (ATİK) için yapılan harcamalara ilişkin KDV’den oluşur. İade hakkı doğuran işlemle ilişkilendirilebilen alış ve giderler ile genel imal ve genel idare giderlerinden bu dönemde gerçekleştirilen “işleme isabet eden pay”, aşağıda yer alan açıklamalar dikkate alınarak hesaplanır.
İade hakkı doğuran işlemle ilgili talep edilecek KDV tutarı;
- a) İade hakkı doğuran işlemin doğrudan girdisini oluşturan mal ve hizmetler,
- b) İade hakkı doğuran işlemle ilgili olan telefon, kırtasiye, posta, ulaşım, konaklama, akaryakıt, elektrik, su, büro malzemeleri, muhasebe, reklâm, temizlik malzemeleri, kira vb. genel imal ve genel idare giderlerinden iade hakkı doğuran işleme isabet eden kısım,
- c) İade hakkı doğuran işlemde kullanılan ATİK’in alımı, nedeniyle yüklenilen KDV’den oluşur.
İade tutarının hesaplanmasında, önce işlemin bünyesine doğrudan giren harcamalar nedeniyle yüklenilen KDV dikkate alınır. Daha sonra ilgili dönem genel imal ve genel idare giderleri için yüklenilen KDV’den pay verilir. Bu şekilde hesaplanan tutarın, azami iade edilebilir KDV tutarını aşmaması halinde, bu tutar ile azami iade edilebilir KDV tutarı arasındaki farka isabet eden tutar kadar ATİK’ler dolayısıyla yüklenilen KDV’den iade hesabına pay verilebilir.”
-(IV/A-1.3) bölümünde ise, “ATİK nedeniyle yüklenilen KDV’den iade hesabına pay verilebilmesi için, ATİK’lerin iade hakkı doğuran işlemlerde kullanılması gerekir. ATİK’lerin bizzat mükellef tarafından imal ve inşa edilmesi halinde ise imal ve inşa sırasında yüklenilen KDV’den, ATİK’lerin aktife alınıp iade hakkı doğuran işlemlerde fiilen kullanılmaya başlandığı dönemden itibaren iade hesabına pay verilebilir.”
denilmiştir.
Buna göre;
-Öncelikle genel gider ve ATİK’lerden dolayı yüklenmiş olduğunuz katma değer vergisinin yurtiçi teslimler ve ihracat teslimlerine isabet eden kısımlarının yukarıda yer verilen Tebliğ düzenlemelerine göre yapılacak oranlama ile tespit edilmesi gerekmektedir.
-Yapılan oranlama neticesinde, Şirketinizce kısmi istisna kapsamında yapılan yurt içi külçe altın teslimleri nedeniyle genel giderler ve ATİK’lere ilişkin yüklenildiği tespit edilen KDV’nin indirim hesaplarından çıkarılması gerekmekte olup, bu KDV’lerin iadeye konu edilmesi söz konusu olmayacaktır.
-Yapılan oranlama ile külçe altın ihracına ilişkin olarak genel gider ve ATİK’lerden dolayı yüklenildiği tespit edilen KDV’nin, ihracat bedeli ile külçe altının alış bedeli arasındaki farka genel vergi oranı uygulanmak suretiyle bulunacak tutarı aşmaması kaydıyla, iadesi mümkündür.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
(*) Bu Özelge 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 413.maddesine dayanılarak verilmiştir.
(**) İnceleme, yargı ya da uzlaşmada olduğu halde bu konuya ilişkin olarak yanlış bilgi verilmiş ise bu özelge geçersizdir.
(***) Talebiniz üzerine tayin edilmiş olan bu özelgeye uygun işlem yapmanız hâlinde, bu fiilleriniz dolayısıyla vergi tarh edilmesi icap ederse, tarafınıza vergi cezası kesilmeyecek ve tarh edilen vergi için gecikme faizi hesaplanmayacaktır.